Değirmen Sabahattin Ali’nin okuduğum üçüncü
kitabıydı.Kitabı ilk elime aldığımda arkasındaki şu yazı dikkatimi çekti.
"İşte adaşım, sana
seven bir Çingene'nin hikayesi. Çiçeklerin açtığı bir mevsimde, senin kollarına
yaslanan ve çiçekler kadar güzel kokan bir vücutla uzak su kenarlarında
oturtmak ve öpüşmek, yoruluncaya kadar öpüşmek hoş şeydir... (...) Fakat sevgili
bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımaya tahammül etmeyerek onu
koparıp atabilmek, işte adaşım, yalnız bu sevmektir."
Değirmen içerisinde
öyküler olan bir kitap.Kısa ama sizi düşündüren,alıp uzaklara götüren bazende sizi
üzen öyküler bunlar.
Değirmen en sevdiğim ve
en güzel hikayelerden.Atmaca ve yaptığı şey gerçekten anlatılamaz ama
Sabahattin Ali bunu okura güzel aktarmış.
Değirmen’in ana
karakterleri Atmaca ve değirmencinin kızı.Atmaca bir çingenedir ve çok güzel
klarnet çalar.Atmaca yakışıklı ve bütün kızların hayran olduğu tabiri caizse
babayiğit biridir.Değirmencinin kızı ise yıllar önce bir değirmene sağ kolunu
kaptırır ve kaybeder.
Çingeneler yaz gelince
köy köy dolaşırlar ve bir gün bu köye yolları düşer.Hiç bir kıza ilgi duymayan
Atmaca değirmencinin kızına aşık olur.Ona klarnet çalar beraber zaman
geçirirler.Birgün Atmaca değirmecinin kızına duygularını söyler ve kızdan şu
cevabı alır. “Benim bir kolum yok, hep acaba benim yerime başka
biriyle evlensen daha mı mutlu olurdun diye düşüneceğim. Evet, ben de seni
seviyorum fakat kollarını açıp bana doladığında hissedeceğim şeyleri hayal
edebiliyor musun?" olur.Atmaca buna çok üzülür ve uzun bir süre klarnet
çalmaz,eğlenmez.
Bir gün herkesi toplar
değirmen de klarnet çalar ve sonra değirmencinin kızına bakar hızlıca değirmene
koşar.Ne yapacağını anlarlar ama
engelleyemezler.Atmaca’nın sağ kolu kopar.Atmaca sevdiği kız için kolundan
olmuştur.Sevmek böyle bir şey azizim.
Kitabın sonu ise şu
satırlarla bitiyor. İşte adaşım, bizler sevdiğimiz adama ya da kadına ne
verebiliriz ki? Bir aşık çingene, sevdiği kadına kolunu verebiliyor, biz
rastladığımız her karşı cinse kalbimizi vermişiz çok mu?
Kitapta benim en çok
beğendiğim bir diğer öykü ise kazlar.Yoksulluk,kadın olmanın zorluğu,hayattaki zorluklar
o kadar güzel anlatılmış ki ben çok üzüldüm ve etkilendim.Kazlar hikayesini
yazmayacağım ama bu kitabı okumalısınız.İnce ve sayfa sayısı az bir kitap
zorlanmadan bitebilecek kitaplardan.
Madem Sabahattin Ali’nin
bir eserini yazdım.Onun en sevdiğim sözlerinden birini yazayım.
“Kitaplar yeni tanıştıklarına
karşı ketum olurlar.Bir kere de onlarla laubali oldunuz mu size malik oldukları
her şeyi verirler ve onlar bizim isteyebileceğimiz her şeye fazlasıyla maliktirler.”
Kitaplar her zaman en
iyi arkadaşlarınız olsun.Her zaman okuyun okumak güzeldir :)
Sevgilerimle..